30 Eylül 2011 Cuma

Arkadaş kombini: Oxxo ceket

Merhaba!! :)
Bugün size tarzını beğendiğim arkadaşım Nuray'ın  kombinini paylaşmak istiyorum.  'Fuşya Sevdası' başlıklı yazımda sadece kendi fotoğraflarımı paylaşmıştım. Şimdi de sıra arkadaşımınkine geldi. Bakalım siz de beğenecek misiniz?



OXXO'nun yeni sezon ceketlerini çok beğendim. Nuray beyaz olanını tercih etmiş, ben kırmızı ve yeşiline bayılmıştım, eteklerle de kombini çok kolay. Kendi kemeri daha inceydi aslında , kalın kemer kullanarak bence daha da şık hale gelmiş bu ceket.


Yüksek bel uzun eteği çok yakışmış. Yazın hemen herkes maxi etek tercih etti, yeni sezonda da daha kalın kumaşa maxi etek çalışılmış. Çok mutlu oldum!:)


Bu da son fotoğraf:) Siz nasıl buldunuz?

28 Eylül 2011 Çarşamba

Fuşya Sevdası

Fuşya biraz iddialı bir renk gibi görünse de tek bir parçada fuşya kullanıp diğerlerini daha sade , mat renkler seçerek o abartılı iddialı görünüşten kurtulabilinir. Ben de bu kıyafetle bunu yapmaya çalıştım aslında, bilmiyorum başarılı olmuş muyum?



 Geçen gün arkadaşlarımla sözleşip Üsküdar'daki Filizler Köftecisi'ne gittik. Uzun zamandır görüşememenin verdiği hasretle bol bol sohbet ettik ( arkadaş buluşmalarına bayılıyorum!!)

Daha önce Filizler'de köfte yememiş olan varsa mutlaka gitsin derim. Mekan olarak çok nezih, fiyat olarak da oldukça makul! Filizler'in Tuzla'da da bir şubesi var, Üsküdar'a şubesi açılmadan önce ailece çok sık gittiğimiz bir mekandı. Şimdi manzarası sebebiyle burayı daha çok tercih ediyoruz..


Buranın en sevdiğim özelliği Kız kulesi'ni karşısına alması ve sürekli püfüüür püfür esmesi:)



Zara yeni sezonda iki model fuşya ceket çalışmış. Biri üstümdeki diğeri ise bejli fuşyalı çizgili bir ceket. Aslında ben çizgiliyi daha orjinal buldum fakat bedeni olmadığı için bunu tercih ettim. Aldıktan sonra da çok sevdim:) 
  Ayakkabılarımı "İstiklal'i kim sevmez' başlıklı yazımda belirttiğim Deichmann'dan almıştım. O zaman tereddütlü aldığımı söylemiştim ama ilk giymemde beni hayal kırıklığına uğratmadı, gayet rahat bir ayakkabı. Kısacası Deichmann benden bu ayakkabıyla tam not aldı;)

HOŞÇAKALIIN!




27 Eylül 2011 Salı

Doğum Günü Partisi

Yusuf'umun 2. yaş günü için değişik birşeyler yapmak istiyordum.  Ne yapsam ne yapsam diye kararsız bir şekilde düşünürken aklıma bir organizasyon şirketiyle görüşmek geldi. İşte bugün size 25.02.2011'de Yusuf için hazırladığımız partiden bahsedeceğim. Bol çocuklu, çok eğlenceli bir parti oldu! :)


Partimiz Bistro Cafe'de gerçekleşti. Bizim için bir bölümü kapattılar, çocuklar gönüllerince eğlendiler. Anneler ise ikramları self-servis şeklinde alırken masalarda sohbet etme fırsatı buldu.



Uçan konfetiler Yusuf'un epeyce dikkatini çekti, baksanıza bakakalmış:))
Pastamız Yusuf'un en sevdiği oyuncağıyla birebir yapıldı. Tadı da çok güzeldii, ımmh:)



Ayrıntılar o kadar zarif düşünülmüştü ki görünce hayran kaldım şahsen. Yukarıdaki kavanozlarda şeker bulunuyor. Önlerinde de külahlar var, misafirler kavanozlardan istediği şekeri alıp bu külahlara koydular.


Bu da "hoşgeldiniz" kapı süsümüz:) Bizim konseptimiz gülen balıktı. Dolayısıyla heryerde gülen balığımız vardı. Çok şirin değil mi ?:)



Dışarda doğum günü partisi yapmak ve bunu bir organizasyon şirketinin yapmasını istemek gerçekten çok büyük bir rahatlıkmış. Bırakalım da onlar en ince ayrıntısına kadar düşünsünler ve uygulasınlar,
biz de partinin tadını çıkaralım:)


Gün boyunca arkadaşlarıyla çılgınlar gibi eğlenen Yusuf, parti bitimine doğru bu hale gelmişti. Oyundan fırsat bulup bir lokma bile yemedi, ben de onu bu mutlu gününde yemek yemesi için ısrar edip de hiç rahatsız etmedim.



Yusuf'un pespembe rüya gibi bir doğum günü oldu.. sonra da annesinin kucağında uykuya daldı... :)



Bu kadar ince detayları düşünerek bize bu güzel günü yaşamamıza sebep olan KONSEPT BEYAZ MÜJDE'ye çok teşekkür ederim. Bizim  için unutulmaz bir gün oldu!


Siz de çocuğunuza  rüya gibi bir doğumgünü yaşatmak istiyorsanız Konsept Beyaz Müjde'yi arayın derim, ismimi de verirseniz belki ufak bir indirim yapabilirler. Bugünlük de bu kadar, yeni bir yazıda görüşmek üzere:)


26 Eylül 2011 Pazartesi

Bir pazar kaçamağı: Çiçekli KOMBİN

Geçtiğimiz pazar eşimle birlikte bir kaçamak yapmak istedik. Yusuf'u anneme bırakıp uzuun zamandır yapamadığımız bir şeyi yaptık : Sakin bir şekilde başbaşa yemek yemek!:) Bunun için de önce mekan olarak Messt'i seçtiysek de otoparkı çok dolu görünce arabadan hiç inmeden Altunizade'deki Testi Kebap'a gitmeye karar verdik. İyi ki de oraya gitmişiz. Bahçesinde yemek yedikten sonra eşime blog için fotoğraflarımı çekmesini rica ettim. Beni kırmadı sağolsun. Normalde fotoğraf çekmeyi sevmez ama sanırım o da alışmaya başladı bu duruma:))


Bu aralar çiçekli böcekli ne görsem almak istiyorum. Bu gördüğünüz ceketimi de İstiklal Caddesi'ndeki Terkos Pasajı'ndan almıştım. Terkos Pasajı çok dağınık gibi görünse de arada böyle orjinal şeyler bulunabiliyor.


Çantamın fotoğraflarda bu renk çıkmış olmasına inanamıyorum! Kemerimle ve şalımla aynı renk aslında:)


Takipçilerim hızla artıyor ve çook güzel yorumlar alıyorum:) Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim! Şimdilik hoşçakalın;)

p.s / bu post kombin fotoğrafı isteyen takipçilerim içindi:)


25 Eylül 2011 Pazar

Küçük Cennet: AMASRA



Amasra'ya iki sene önce bir arkadaşımın tavsiyesiyle gitmiştik. Eve döndükten sonra bir sene boyunca dilimizdeydi, bir kaçamak yapsak da haftasonu Amasra'ya gitsek dedik hep. Yıl içinde nasip olmadı belki ama bu yaz tekrar  Amasra'ya gitik:) Gidenler bilir çok farklı bir manzarası var,  küçük bir cennet adeta!:)



Fotoğraflar hmx photography'e ait, kendisi gerçekten panorama konusunda çok başarılı. Burdan tekrar tebrik ediyorum onu:)


Bu sene Amasra'nın koylarını da keşfettik. Tenha koyları var, rahatlıkla denize girilebiliniyor fakat şahsen ben çok da rahat davranamadım. Haşemamı giyerek tedbiri elden bırakmadım:)


Geçen sene Yusuf ilk kez kum ve denizle tanışmıştı. Balık burcu olmasıyla bir ilgisi var mı bilmiyorum ama denize bayıldı, bol bol kumsalda kova ve küreğiyle oynadı:)


Amasra'nın neyi meşhur derseniz, ben salatası derim!
Buranın kendine özel çok lezzetli bir salatası var. IMMhh:) Bol sirkeli bir salata. İçinde her çeşit yeşillik bulunuyor :)


Birgün buraya yolunuz düşerse Canlı Balık Restaurant'a uğramanızı tavsiye ederim. Orda yenilen balık bir başka oluyor sanki:)
Dışarıda oturmayı tercih edenler için de küçük bir iskele var denizin içinde yemek yiyor gibi oluyorsunuz. Yalnız bu küçük iskele için birkaç saat öncesinden rezervasyon istiyorlar, haliyle çok talep oluyor bu kısma:)


Albümleri karıştırırken bu sene çok fazla fotoğraf çekilmediğimi farkettim. Nerden bilecektim ki bir gün blogum olup burda kullanmak isteyeceğimi?;)



Gün batımında Amasra'yı gezmek de çok keyifli, fotoğraflar da çok güzel çıkıyor:)



Amasra'dan sonra istikametimiz Nevşehir oldu. Eşim Nevşehirli olduğu için ben de yarı Nevşehirli sayılırım. Köy yaşamını sevdim, herşey doğal süt, yumurta ohh miss:) Bu kuzucuğu da sev sev doyamadım, sizinle de paylaşmak istedim.



Nevşehir'e gidip de Avanos'a uğramadan olmaz!
Göründüğü kadar kolay değil çömlek yapımı, en ufak yanlış bir harekette tüm emekleriniz boşa gidebilir. Önce ellerimizi suya batırıyoruz (kuru elle yapılmıyor) , daha sonra çamuru koyduğumuz yeri döndürmesi için ayağımızla o yuvarlak yeri çeviriyoruz. Çok eğlenceli!:)



Avanos'a her gelişimde çömlek işine bir el atıyorum, izleyici olarak kalmak istemiyorum. Aslına bakarsanız her yapışımda ortaya daha düzgün şeyler çıkıyor. İşte bu da benim şaheserim!:)


24 Eylül 2011 Cumartesi

Trend: TULUM

Geçtiğimiz sezon hemen her mağazada tulum vardı. Dışarıda da herkes rengarenk tulumlar giyinmişti. Fakat dikkat ettiyseniz örtülülerin de tulum sevip giyinmek isteyeceğini pek dikkate almamış tasarımcılar. . Genelde straplez ya da kolsuz çalışılmış..



Tulumum Miss Wenche'ten. Geçtiğimiz senelerde tulum revaçta olmadan almıştım. Kullanımı ve kombinlemesi çok kolay. Bence tam da bizler için tasarlanmış!  Modeli ve kesimi itibariyle üstüne hırka ya da uzun bir şey giymeye hiç gerek kalmıyor. Yeni sezonda da bunun gibi rahat kullanımlı tulumlar görmek istiyorum.


Fotoğrafları bugün Vıa-portta çektik. Evime en yakın AVM burası olduğu için daha sonraki yazılarımda da bu mekanda çekilmiş fotoğraflarımı sık sık göreceksiniz:)


          Arka ve yan kısmındaki cepleri, deri aksesuarları farklı bir hava katıyor.


Bu en sevdiğim fotoğraf oldu. Baloncudan izin isteyip, tüm balonları elime alınca çocuklar gibi sevindim:)


Yeni sezondaki tulumları hem kendim için hem de sizin için takibe aldım!:) Sizden gelecek önerileri de bekliyorum. Sessiz takipçi istemiyorum lütfen;)

İlk Model Olma Deneyimim

   İnsanın fotoğrafçı arkadaşlarının olması ne güzel! Hiç olmadık yerde, size hiç farkettirmeden O AN'ları yakalayan arkadaşlarınız..
   Bazen de fotoğraf çektirmek için planlı olarak saat ve mekanda sözleşilebilir değil mi ? İşte ben size öyle bir günümü paylaşacağım. İLK MODEL OLMA DENEYİMİM.. Allah izin verirse pazar günü ikinci kez Tuba Ozcelik'in modeli olacağım. İlerki günlerde o fotoğrafları da sizlerle paylaşmak istiyorum. Şimdi gelelim asıl konuya, evet ilk diyordum:)  İlkler her zaman çok heyecan vericidir çünkü ne yaşayacağınızı bilemezsiniz.


   Benim için hem heyecan verici hem de çok özeldi. Yusuf'umla birlikte çektirdiğimiz ilk profesyonel fotoğraflardı, dolayısıyla bu deneyimi birlikte yaşamış olduk.



   Çamlıca Su Köşk'ünde o kadar insanın gözü önünde poz vermek beni epeyce rahatsız etmişti ilk başta. Ama Tuba'nın sıcak tavırları ve çok kolay adapte olmamı sağlayan konuşmalarıyla bir baktım ki epeyce relax duruma gelmişim:) Fotoğraflarda da belli oluyor sanırım:))



   Sonuç gerçekten çok güzeldi, hatta bu fotoğraflardan biriyle katıldığım yarışmada birinci olduk oğlumla:)


   İlerleyen saatlerde Yusuf keyiflendikçe biz daha da keyif aldık bu çekimden:) 
 Sizin de fotoğraflardan keyif aldığınızı umuyorum ve post'uma müsadenizle son veriyorum.


**Tuba Özçelik kim midir? işte web sitesi http://www.tubaozcelik.com/

22 Eylül 2011 Perşembe

Bayram'da nerdeydim?

      
Ailemizin yıllardır süregelen *bayram buluşmaları* beni hep mutlu etmiştir:) Genellikle farklı mekanlar seçilmeye çalışılır. İki senedir bayram buluşmaları için seçtiğimiz mekan Messt Cafe! Nakkaştepe'de bulunan bu cafe hem içkisiz olması sebebiyle hem de eşsiz manzarasıyla gideni bir daha gel diye çağırıyor adeta:)





Fotoğraf çekmeyi ve çekilmeyi çok seviyorum! Beni tanıdıkça, postlarımı gördükçe bunu siz de fark edeceksiniz zaten. Bayramda beni yerimde bulamayanların etrafa bir göz gezdirmesi gerekiyor, her yerde poz veriyorum çünkü:) İşte bunlardan birkaçı:
                                                                                                                                                                                                                                                  
   Allah'tan ailemizde fotoğraf çekilmeyi bir tek seven ben değilim. Kuzenlerin de benden geri kalır yanı yok yani:))


 Kuzumu soranlar olmuştu, blogumda ona da sık sık yer vereceğim inşallah, maşallah demeden geçmeyelim:)

   
 Önceleri Cafe'nin dış kısmında, çimenlerin olduğu yerde birkaç tane masa vardı. Üstü açık olduğu için öğlen vakitlerinde orada oturmak güneşten mümkün olmuyordu, şimdi oranın üstü kapatılmış çok da güzel olmuş. Ben sevdim!:) 
       Kapanışı aile fotoğrafımızla yapmak istedim:)



Kurban Bayramı yaklaşıyor. Bayram buluşmalarımız için bana önereceğiniz güzel bir mekan var mı?:)

GÜZEL GÜNLER :)

20 Eylül 2011 Salı

Taksim - İstiklal ve Alışveriş


Geçen pazar arkadaşlarımla Taksim-İstiklal'e gitme kararı aldık. Üniversite yıllarımda ( okulun yakın olması sebebiyle) sıkça uğradığım bu caddede uzun zamandır gezme imkanım olmamıştı. Sabahın erken saatlerinde bir buluşma ayarladık. Hem köprü trafiğine takılmadık hem de Taksimi bomboş bir şekilde gezme imkanına sahip olduk. Tabii vakit ilerledikçe cadde kalabalıklaştı, hatta öğretmenlerin düzenlediği bir boykota bile şahit olduk.


   Caddedeki mağazalardan çok pasajları dolaşmayı sevenlerdenim. Pasajlarda çok daha orjinal şeyler buluyorum bilhassa aksesuar olarak.


   Pasajları dolaşmaya niyet ettik ama Demirören'i de bir ziyaret edelim dedik:) Hemen Deichmann'a uğradık. Forum İstanbul'daki mağazasında beğendiğim ama almadan çıktığım ayakkabıyı aldım.



Bu mağazadan daha önce hiçbir şey almadığım için biraz tereddüt ettim aslında, fiyatlar da çok uygundu. Aldım ve çıktım, iyi günlerde kullanmak nasip olur inşallah:)


Çantam ve ayakkabımı geçen ay Elle'den almıştım. Çok severek kullanıyorum. Dün Viaporttaki mağazasının vitrininde tekrardan gördüm. Bu sezon için aynı modelin daha parlak olanını çıkarmışlar. Temizliği benimkine göre daha kolay ve görünüş itibariyle de çok şık. Çiçekli-böcekli çanta, ayakkabı sevenlere ve bu aralar arayanlara tavsiye ederim:)

 
Hotiç'te bu ayakkabının çok benzerini görmüştüm ama numarası kalmamıştı, alamadığım için çok üzülmüştüm de o sırada annem vardı yanımda zorla ona aldırmıştım ( -ben alamadım madem, sen al nolur nolur:) )


Ceketimi Nişantaşı'nda küçük bir butikten almıştım Miss Brown, daha sonra da Adını Feriha Koydum'daki Feriha'da görmüştüm. Lady Gaga tarzı bir ceket, kabarık omuzları tam benim tarzımı yansıtıyor aslında. Şalım İpekevi, son zamanların en vazgeçilmez şal markası haline geldi:)


İstiklal'deki pasajları gezmemiş olanlara önerim:
-Aznavur Pasajı
-Atlas Pasajı ve
-Terkos Pasajı'nı gezebilirsiniz.


Alışverişlerimizi yaptık ve artık eve dönüş vakti:)
Sizin İstiklal'de bildiğiniz kenarda köşede kalmış pasajlar hangileri?